10 İlde 3 Aylık Olağanüstü Hal İlan Edilmesine İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı TBMM’de Kabul Edildi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Heyeti, Cumhurbaşkanı’nın depremden etkilenen 10 ilde 3 ay gecikmeli olağanüstü hal (OHAL) ilan etme kararını görüştü. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, “1999 depremini yaşadık. Arka arkaya iki büyük deprem yaşadık. 20 bine yakın insanımızı kaybettik. O dönemde Bülent Ecevit hükümeti olağanüstü hal ilan etmeyi düşünmedi. istiyor, doğru bulmadı. Şimdi neden?” HDP Küme Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, “Yürütmenin olağanüstü mutlak yetkisiyle yapamayacağınız şey yok. Peki sizin OHAL ilanıyla derdiniz ne? Derdiniz ne?” ÂLÂ Parti Küme Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi iktidara geniş yetkilerle hızlı karar alma mekanizması sağladığına göre, iktidar yeni yetkilerle donatmak istediği anda hangi yetkiden yoksundur” diye itiraz etti. Cumhurbaşkanı’nın OHAL kararı AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.
Depremden etkilenen 10 ilde 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı. Toplantıyı yöneten Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop açılış konuşmasında, “Devletimizin tüm kurumları, sivil toplum kuruluşlarımız ve milletimiz afet bölgesinde büyük bir özveriyle çalışmaktadır. ilk andan itibaren insanüstü çaba. 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki büyük deprem ve yer yüzünün yok olmasına yol açabilecek sayısız artçı sarsıntı, “Maalesef ülkemizde onbinlerce vatandaşımızın ölümüne ve yaralanmasına neden olmuştur. 10 il. Bu vesileyle bir kez daha beyin sarsıntısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, hayatını kaybeden insanlarımızın yakınlarına ve hayatını kaybeden vatandaşlarımıza sabırlar diliyorum. beyin sarsıntısına maruz kaldılar.”
“85 MİLYON OLARAK ÇÖZÜMÜMÜZ İMKANSIZ, ACILARIMIZ Tarifsiz”
Şentop, “Milletimizin ve hepimizin başı sağolsun. 85 milyon olarak kederimiz tarifsiz, acımız tarifsiz. Bu faciada kaybettiğimiz canlardan biri de birlikte çalıştığımız AK Parti Adıyaman Milletvekili Yakup Taş oldu. TBMM çatısı altında vatan ve millet sevgisine şahitlik ettik. Kaybedenlerle birlikte Yakup Taş arkadaşımız ve ailesi için acımız sonsuzdur” dedi.
“SİZLERİ KAYBEDİĞİMİZ İNSANLARIN RUHLARI İÇİN BİR FATİHA OKUMAYA DAVET EDİYORUM”“
Şentop, “Adıyaman Milletvekilimiz merhum Yakup Taş ve beyin sarsıntısında hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımız için saygı duruşuna, ardından da şehitlerimizin ruhları için Fatiha okumaya davet ediyorum.”
OKTAY: “YAŞANACAK ÜÇÜNCÜ EN BÜYÜK ŞOK:
Genel Kurul’da ilk olarak söz alan Başkan Yardımcısı Fuat Oktay, kısaca şunları söyledi:
“Deprem yaklaşık 110 bin kilometrekarelik bir alanı etkiledi. Bu değer Avrupa’daki birçok ülkenin yüzölçümüne eşit veya daha büyük. Bu deprem son 2000 yıllık tarihte meydana gelen en büyük üçüncü deprem. 1668 Büyük Anadolu Depremi ve 1939 Erzincan Depremi sonrası Anadolu coğrafyasının
DÜNYA KABUĞU 3,4 METRE YERİNDEN DEĞİŞİR: Ülkemizin en önemli aktif fay zonlarından biri olan Doğu Anadolu Fay Zonu’nun diğer iki kolunda depremler meydana gelmiş ve bu depremler sonucunda yer kabuğu yaklaşık 400 kilometrelik bir hat boyunca kırılarak 3,4 metre kaymıştır. . Bu etki, demiryolu hatları, otoyollar ve benzeri birçok yapıda açıkça görülmektedir.
ŞİMDİYE KADAR TESPİT ETTİĞİMİZ 14 BİN 351 CAN KAYBI VAR: Pişman olduğumuz can kaybının boyutuna baktığımızda şu ana kadar tespit ettiğimiz 14.351 ölüm var. Enkaz altından yaralı olarak çıkarılanlar da dahil olmak üzere 63 bin 794 vatandaşımız kurtarıldı. Yıkılan bina sayısı ise 6 bin 444. Sahada 24 bin 727 arama kurtarma görevlisi arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor.
HELİKOPTERLERİ İKİNCİL AFETLERLE Yaşayamayız: Hava şartları oldukça kötüydü. Hava ikmal noktasında ikincil felaketleri önlemek için helikopter kullanamazdık. Bölgede türleri olan bölgeler de vardı. Nurdağı’nda meydana gelen afette hasar meydana geldi. Karadan gitmek istediğimiz için yoğun bir trafik sıkışıklığı yaşadık ve önce geçişlerin tıkandığı bir dönem yaşadık.
UYGULANACAK KİT’İN BAŞVURU AMACI; EN HIZLI İYİLEŞEN YARALAR: Cumhurbaşkanımız depremin olduğu 10 ili ‘genel yaşamı etkileyen afet bölgesi’ ilan ederek, Anayasa’nın 119’uncu maddesine dayanarak 3 ay içinde olağanüstü hal ilan edilmesi kararını kamuoyuyla paylaştı. arama kurtarma faaliyetleri ve sonrasındaki çalışmalar hızlı bir şekilde yürütülebilir. Olağanüstü durumlar, olağanüstü önlemler gerektirir. Kamu sistemini tehlikeye sokan doğal afetler, tehlikeli salgın hastalıklar ve yaygın şiddet olayları gibi olağanüstü idari düzen gerektiren hallerde uygulanan olağanüstü halin amacı; yaralar en hızlı şekilde iyileşir.
3 AYLIK DOĞRUDAN ETKİLENEN İLLERİN SAYISI VE NÜFUS BELİRLENMİŞTİR: Acil durum ve hayati malzemelerin karşılanması, afet bölgesinde yıkılma riski taşıyan binaların bulunduğu alanlara girişlerin sonlandırılması, tehlikeli binaların yıkılması ve zorunlu ihtiyaç maddelerinin dağıtımlarının düzenlenmesi gibi zorunlu işler, hızlı ve hızlı bir şekilde sağlanacak. Acil durum yönetimi. Krizin boyutlarına bakıldığında; Depremin yıkıcı etkisi, şiddetli kış koşulları ve doğrudan etkilenen il sayısı ve nüfusa göre 3 aylık süre belirlendi. Demokratik hukuk devletlerinde olağanüstü hallerin yönetimi yine kanunların izin verdiği inanılmaz yönetim biçimleriyle gerçekleşir.
BÜLBÜL: “OHAL bir zaruret halidir”
MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül, olağanüstü hal ilanına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı ile ilgili olarak, “Olağanüstü hal bir zaruret halidir. Böyle bir durumda toplumun korunması ve yaşatılması esastır. Bu bağlamda muhteşem devlet uygulaması, Anayasamızın 119. maddesinde ve kanunlarımızda düzenlenerek hukuki niteliği ve kapsamı belirlenen bir uygulamadır; bu açıdan muhteşem devlet, hukuk dışı veya hukuk dışı bir uygulama olarak görülemez. hukuk devleti.
“OHAL’İN UZUN OLDUĞUNU SÖYLEMEK AKLA VE GERÇEKLERE AYKIRI BİR TUTUM OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİDİR”
OHAL’in süresine yönelik eleştiriler üzerine Bülbül, “Süre açısından değerlendirildiğinde 3 aylık sürenin oldukça ılımlı olduğu kabul edilmelidir. Gerçeklere aykırı bir tavır olarak görülmelidir. Olağanüstü durumun bölgesel gerekliliği karşımızda tartışılmazken, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini ve milli güvenliğimizi sağlama ve garanti altına almayı amaçlayan bu kritik karara karşı çıkmak yanlış bir durum olarak görülemez.”
OLUÇ: “İhtiyatlı bir yönetimin afet yönetimi için OHAL’e ihtiyacı yoktur”
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “Geçmişteki OHAL yönetimine bakacak olursak, böyle bir dönemde iktidarın felaket değil, halkı sindirme, basını susturma, muhalefeti engelleme gibi sonuçlar üretmesi kuvvetle muhtemel” dedi. “Yönetim için olağanüstü hal ihtiyacı yok. 2016’yı ve sonrasında yaşananları hatırlayalım. Bir çok hukuksuz uygulama birbiri ardına devreye girmiştir. Anayasa Mahkemesi de Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamelerini incelemeyeceğine karar verdi” dedi.
“OHAL’in uzatılması ihtimali de var”
Oluç, “Bütün bu nedenlerle ilan edilen OHAL’in hükümetin elinde neye dönüşebileceğini anlatmaya çalışalım” diyen Oluç, şunları sıraladı:
“Biri, OHAL bahanesiyle art arda hukuka aykırı uygulamalar getirilebilir. 2. OHAL gerekçe gösterilerek kısıtlama kararları alınabilir. Üç. Bahisleri düzenleyen Kanun Hükmünde Kararnameler çıkarılabilir. Olağanüstü Hal ile ilgili olmayan ve olağan maddelerle düzenlenmesi gereken ve bu nedenle yasama yetkisinin bir parçası olan dört madde: Kanun Hükmünde Kararnamelerde yer alan, soyut ve soyut hükümler içermeyen, kişiye özel cezalar niteliğinde olan genel hükümler. kişisel olmayan kurallardır ve bu nedenle yargılama süresini oluşturur.Uzatma olasılığı da vardır.
“YÖNETİCİNİN ELİNDEKİ OLAĞANÜSTÜ MUTLAK GÜÇLERLE YAPAMAYACAĞINIZ BİR ŞEY DEĞİLDİR. PEKİ ACİL İLANIM İLE SORUNUNUZ NE?”
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü halin uzatıldığını hatırlatan Oluç, “2016’da ilan edilen olağanüstü hal ile bunların hepsi yapıldı. Tekrar söylüyoruz, bu iktidarın yapamayacağı hiçbir şey yok. afet bölgesi ilanı.Ayrıca yürütmenin olağanüstü mutlak yetkisiyle bir şey yapamazsınız.Hiçbir şey yok.Peki sizin OHAL ilanıyla derdiniz nedir?
DERVİŞOĞLU: “CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİN YÜRÜTME YETKİSİNE VERDİĞİ GENİŞ YETKİLER BİLEŞİMİNDE OLMAYAN İKİYE KİT GÜCÜ NE VERİYOR?”
İYİ Parti Küme Başkan Yardımcısı Musavat Dervişoğlu, meydana gelen ve 10 ili vuran Kahramanmaraş Depremi’nin Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketlerinden biri olduğunu söylerken, “Belirttiği tek konu Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağladığı tek sorundur. yasama işlevini ve yargının bağımsızlığını baltalama değeri, hızlı ve etkin karar alma Bugün tüm anayasal ve yasal düzenlemeler yürütmeye ve onun emrindeki kamu kurumlarına tam yetki vermesine rağmen, gerekçesi İktidarın akıl almaz bir devlet ilan etme girişimi, millet iradesinin tecellisi olan Gazi Meclisi’nde burada anlatılmalıdır, çünkü bizim buradaki asıl sorunumuz Türk Silahlı Kuvvetlerini bölgeye sevk ve mevzilendirme sorunudur. Durum böyle, bu yetki yürütmenin elinde.e, iktidar partisi üyelerinden çok meşru bir talepte bulunuyoruz. politik bir bakış açısıyla soru; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yürütmeye tanıdığı geniş yetkiler içinde yer almayan OHAL hangi yetkiyi veriyor?
“KENDİNİ YENİ YETKİLİLERLE DONATMAK İSTEYEN DEVLET HANGİ YETKİSİ REDDEDİLMİŞTİR?”
Depremin ardından afet bölgesi ilan edildiğini hatırlatan Dervişoğlu, “Afet bölgesi ilanı, ordunun en etkin şekilde kullanılmasını sağlıyor. Ordunun seferber edilmesi açısından yasal düzenlemeye ihtiyaç varsa, Gelin burada birlikte çözelim.Bu gerçekleri konuşmamız lazım.Başkanlık sistemine geçerken söylediklerinizi lütfen hatırlayın.Kendisini yetkilerle donatmak mı istiyor?” eleştirisini yaptı.
TEZCAN: “ŞİMDİ SÖYLEMEKTEN ÇOK İŞ YAPMA ZAMANI”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, “Acımız büyük. Söyleyecek çok sözüm var. Boğazımız 40 düğüm. Şu an konuşmaktan çok iş yapmanın zamanı. Neleri de konuşacağız.” konuşulmalı ama bugün deprem felaketi nedeniyle çok büyük bir milli dayanışma duygusu var bir yandan aynı durumda hareket etmek durumundayız bir yandan da Cumhurbaşkanı’nın medeni hal talebini görüşüyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olağanüstü hal.Falaketin üzerinden 4 gün geçti.Üzülerek bildiriyoruz rakamları.Ne yazık ki en son duyduğum şey,Cumhurbaşkanının ifadesiyle 14.000 can kaybı oldu. gücü artıyor. Enkaz çalışmaları devam ettiği sürece bunun ürkütücü noktalara varacağını üzüntü ve acı ile görüyoruz” dedi.
“O SABAH SADECE CUMHURBAŞKANI’NIN İMZASIYLA AFET BÖLGESİ İLÂN EDİLMESİ MÜMKÜNDÜ AMA OLMADI”
“Pazartesi günü saat 04.00 sıralarında afeti yaşadık. Salı günü öğlen cumhurbaşkanı yanılmıyorsam 30 saat sonra 10 ilimizi afet bölgesi ilan etti. Acaba ilana itiraz neydi? Pazartesi sabah 8 ve sabah 9’da afet haberini alır almaz bir afet bölgesi mi?Her şey tek imzayla yapılıyor.Çok övülen ve anlatılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde her şey tek imzayla yapılıyor.Alaca gerek yoktu. diğer kişinin imzasını toplayıp alın.o sabah sadece cumhurbaşkanı’nın imzası ile afet bölgesi ilan edilebildi ancak salı günü afet bölgesi ilan edilmedi.geri kalanında harika devlet talebi ifade edildi.
“OHAL OĞULLARIMIZI YARDIM ALTINDA KURTARMAYAN OĞULLARIMIZI, ANNELERİMİZİ, KARDEŞLERİMİZİ, KARDEŞLERİMİZİ, BABALARIMIZI NE KURTARACAK”
Acaba kayıp vatandaşlarımızın hayatını kurtaramayan harika devlet şimdi neyi kurtaracak? Enkaz altında yatan evlatlarımızı, annelerimizi, kardeşlerimizi, babalarımızı kurtarmayan muhteşem devlet neyi kurtaracak? Bu yetkiyi neden istiyorsunuz? Milli Savunma Bakanlığı mevcut sistem içerisinde 58 saat sonra 3 bin 500 askerimizi deprem bölgesine gönderdiğimizi paylaştı. Neden 58 saat sonra? Neden o sabah olmasın? Neden 3 bin 500 askerimiz? Neden daha fazla değil? Tüm güçlerin tek elde toplandığı bir sistemde bu örgütsüz ve beceriksiz tavır nasıl açıklanabilir? Bunu ortadan kaldıracak adım olağanüstü bir durum mu? Bunları yapmak için olağanüstü güçlere mi ihtiyacınız var? Asker göndermek için böyle bir yetkiye gerek yok.
“KİTABINIZ VARSA, OĞLUNU 48 SAAT ELİNDEN YARIŞTIRAN BABANIZIN KİTABI DA VARDIR”
Sayın Ömer Çelik’e (AKP Sözcüsü) ‘Milli İttifakı meydanda’ yakışır mı? ‘Millet İttifakı tüm teşkilatlarımızla meydanda’ sözü yakışır mı? Devletimiz tüm gücüyle meydanda diyebilirken belediyelerimiz, merkezi idarelerimiz, devletimiz meydanda diyebilirken bu söz yakışır mı? Şimdi OHAL isteyen iradenin görüşü bu çerçevede. OHAL’e gerek yok. Sayın Cumhurbaşkanı’nın yetkisi var ama maalesef bu süreci yönetecek yeteneği yok. Sistemin sahada nasıl bozulduğunu gördük. Hepimiz sahadaydık. Su yok, yemek yok, hijyen malzemesi yok, çadır yok, tuvalet yok, battaniye yok. Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Biz deftere yazıyoruz’ sözü ona yakışıyor mu? İnanılmaz, defteri açıp yazdıklarını uygulamak mı istiyor? Defteriniz varsa oğlunun elini 48 saat enkaz altında tutan babada da var. ‘Bebeğim parmağıyla sınıf birincisi oldu’ diyen annenin de defteri var. Onlar da bir şeyler yazıyorlar. Sorun, bugün bir şeyleri not defterine yazma sorunu değil. Sorun, milletin yaralarına merhem olma sorunudur.”
ERKEK: “BİR SİSTEMİN, SONSUZLUĞUN ÇÖKÜŞÜNÜ DE YAŞIYORUZ”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, OHAL kararına ilişkin Genel Kurul’da yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Büyük bir çöküş, büyük bir felaket. Allah bir daha göstermesin. Ama başka çöküşler de yaşıyoruz. Bir sistemin, beceriksizliğin de çöküşünü yaşıyoruz. Maalesef birçok yere gittik, aileler kapıda bekliyor. Enkaz haykırdı: “İki gün kaldık, bir gün. Allah’ın kulu gelip bir şey istemedi. Bir şeye ihtiyacın var. İnsanlar devleti aradı. Herkes çalışıyor. AFAD’a, devletimize, yerel yönetimlere, sivil topluma, arama kurtarma ekiplerine, doktorlarımıza, sağlık görevlilerimize, polisimize, askerimize şükran borçluyuz. Ama inanılmaz bir dağınıklık var.” Bölgede hala var. Erdoğan’ın dediği gibi rahat değiliz. Dün rahat değildik, bugün rahat değiliz, yarın da rahat olmayacağız. Büyük bir felaket ve büyük bir düzensizlik ile karşı karşıyayız.
“CUMHURİYET TARİHİMİZDE DOĞAL AFET NEDENİYLE OHAL İLAN EDİLMİŞ OLDUĞUNU ANIYORUM”
Artık farklı şeylerden bahsetmek yerine OHAL’den bahsediyoruz. Nereden? Neden arkadaşlar? 1999 depremini yaşadık. Arka arkaya iki büyük deprem yaşadık. Yaklaşık 20.000 kişiyi kaybettik. Bülent Ecevit’in o zamanki hükümeti olağanüstü hal ilan etmeyi düşünmemişti. İstemiyordu, bu doğru değildi. Şimdi neden? Zaten afet bölgesi ilan edilmiş. Afet bölgesi o kadar çok yetki veriyor ki, örneğin iş makinelerine ve mallara el koyabiliyorsunuz. Bu felaket kararlarında var. Hatta Afet Yasası ile çalışma zorunluluğu bile getirebilirsiniz. Yerleşim alanlarını tahliye edebilir ve başka yerlere aktarabilirsiniz. Süresi belli olan tüm taşınmazları kullanabilir, süreyi uzatabilirsiniz. Yakın geçmişte bir doğal afet nedeniyle Cumhuriyet tarihimizde olağanüstü hal ilan edildiğini hatırlamıyorum. Neden şimdi?
“SUÇLA MÜCADELE ETMEK İÇİN OHAL’E İHTİYACIMIZ VAR MI?”
Sayın Erdoğan bugün açıklamalarda bulunarak, “Ticarette yolsuzluğa yol açan fitne gruplarına karşı OHAL ile müdahale edeceğiz. ‘ Bunun için OHAL ilan ediyorsak vay halimize, hataya OHAL mi lâzım, askerimiz, polisimiz, savcımız yok mu? Bir de su, ekmek bekleyip çocuklara bir şey almak için o pazarlara girenler var.Ceza hukukunda hani zaruret hali var ya insan açsa ona bir şey alırsan bu yağma hatası teşkil etmez.Ancak bunun için asla OHAL ilan edilmiyor.Bununla ilgilenecek gücümüz var.Eğer bu ilişkilerden dolayı OHAL talep ediyorsanız maalesef bu açık bir göstergedir. Mevcut hükümet Türkiye’yi yönetemiyor.”
TUNÇ: “OHAL DÖNEMİNDE UYGULANACAK CUMHURBAŞKANLIĞI KARARLARI ÜÇ AY İÇİNDE TBMM’DE YAPILACAK”
AKP Grup Başkanvekili Yılmaz Tunç, “Olağanüstü hal kararı vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini ortadan kaldırmak için alınmamıştır. Olağanüstü hal kararı, depremden etkilenen vatandaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerini kullanabilmeleri için alınmıştır. Olağanüstü hal süresince çıkarılacak Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülecektir.2017 Anayasa Değişikliği ile yeni bir hükümdür.Anayasamız ve Olağanüstü Hal ile ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnameleri Üç ay içinde görüşülmeyen maddeler yürürlükten kaldırılacaktır. Dolayısıyla böyle bir anayasal güvence varken bu yöndeki eleştirileri kabul etmemiz mümkün değil.”
CHP VE İYİ PARTİ SÜRESİNİN 1 AYA DÜŞÜRÜLMESİNİ ÖNERİYOR
CHP ve İYİ Parti’nin “3 aylık OHAL’in 1 aya indirilmesi” yönündeki ortak önerisine ilişkin konuşan YETERLİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı, “3 aylık OHAL kararına itiraz ediyoruz. İhtiyaç olması durumunda bir aya indirilmesinin doğru olacağını düşünüyoruz.”
CHP VE İYİ PARTİ’NİN ORTAK ÖNERİSİ ÖNERİSİNDE AK Partili Milletvekilleri ‘KABUL’ yönünde ellerini kaldırdı; OY TEKRAR
Şentop; CHP ve UYGUN Partisi önergesini Genel Kurul’da oya sundu. Şentop “kabul edenler” diye sorunca CHP, HDP, GÜZEL Parti ve AKP saflarında eller havaya kalktı. CHP ve YETERLİ Partisi’nin ikinci kez gündeme gelen ortak önergesi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.
“AK PARTİ GRUBU EL KALDIRDI. Ayıptır”
CHP Küme Başkan Yardımcısı Engin Altay, “Bir asırda yaşadığımız üçüncü büyük felaket olan büyük felakette polemik ve siyasete girmek istemiyorum. Ama tesadüfen de olsa Allah yukarıda, her yerde, şah damarımızda. damar… Ama ‘Kabul edenler’ deyince İYİ Parti Grubu, HDP Grubu, CHP Grubu ve AK Parti Grubu el kaldırdı, yazıklar olsun.
AKP VE MHP OYLARIYLA KABUL ETTİ
Daha sonra Cumhurbaşkanı’nın 10 ilde 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan etme kararı çıktı. Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’da 3 ay süreyle olağanüstü hal ilanına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.
OHAL’İ DÜZENLEYEN 119. ELEMENT ÇOK DEĞERLİ YETKİLER BULUNMAKTADIR
Anayasa’nın “Olağanüstü Hal” başlıklı 119. maddesi 2017 yılında değiştirilmiştir. Bu maddeye göre; Meclis gerekli gördüğü takdirde olağanüstü hali kısaltmaya, uzatmaya veya kaldırmaya yetkilidir. Cumhurbaşkanının talebi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi bu süreyi her defasında en çok 4 aya kadar uzatabilir. Ayrıca para, mal ve emek yükümlülükleri ile temel hak ve özgürlüklerin nasıl sona erdirilebileceğine ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Ayrıca cumhurbaşkanının olağanüstü halin gerektirdiği bahisler hakkında belirli kısıtlamalara tabi olmaksızın kararname çıkarma yetkisi bulunmaktadır.
Anayasanın 119. maddesi şöyledir:
“Madde 119-Cumhurbaşkanı savaş ilân etmek, harbi, seferberliği, isyanı, vatana veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve aktif teşebbüsü gerektirecek bir durumun ortaya çıkması, vatanın ve milletin bölünmezliğini tehlikeye düşürecek şiddet hareketlerinin yaygınlaşması. İçeriden veya dışarıdan, anayasal düzeni veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya teşebbüs, Halka yönelik yaygın şiddet eylemleri, şiddet nedeniyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması, doğal afetler veya tehlikeli salgın hastalıklar veya şiddetli ekonomik bunalım hallerinde ülke, altı ayı geçmeyen bir son teslim tarihi ile bir merak hali.
Olağanüstü hal ilan etme kararı verildiği gün Resmi Gazetede yayımlanır ve bir gün sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağrılır; Meclis gerekli görürse olağanüstü halin süresini kısaltabilir, uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.
Cumhurbaşkanının talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi bu süreyi her defasında dört ayı geçmemek üzere uzatabilir. Bu dört aylık süre harp hallerinde aranmaz.
Kanun, olağanüstü hallerde vatandaşlara getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlandırılacağını veya geçici olarak durdurulacağını, hangi kararların uygulanacağını ve işlemlerin nasıl yürütüleceğini düzenler. 15. element.
Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, 104 üncü maddenin on yedinci fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın, akıl almaz durumun gerektirdiği konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun kararındaki bu hükümler, Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün Meclis onayına sunulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin savaş ve mücbir sebeplerle toplanamaması durumu hariç; Küfür halinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülerek karara bağlanır. Aksi takdirde inanılmaz koşullarda çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çoktan iptal edilmiş olur.”